13/1 maddesine uyan izinsiz silah taşımak, TCK 151/1, 152/l-a-2-a maddelerine uyan özel ve kamu malına zarar vermek ve TCK 220/7 maddesine uyan örgüte yardım suçlarından eylemlerine uyan kanun maddeleri gösterilerek cezalandırılmaları istemi ile dava açmıştır. Soruşturma kapsamında ifadelerine başvurulan Muzaffer TEKİN, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Teoman EKŞİOĞLU,Hüseyin GÖRÜM,Zeki Yurdakul ÇAĞMAN, Mahmut ÖZTÜRK,Atilla ERER,Nihat GÜRKAN,Sinan BERBEROĞLU, Orhan KADI,Saim ÖZDEN,Mehmet ATMACA, Nusret ARAŞ ve Osman MUTLU isimli şüpheliler hakkında ise , suç işlemek amacıyla kurulan ve 5-10-11 Mayıs 2006 tarihlerinde Cumhuriyet Gazetesi idare binasına el bombası atılması, In case you loved this article and you would love to receive more information regarding mersin escort Bayan i implore you to visit our own web site. 17.05.2006 tarihinde de Danıştay 2.Daire Başkan ve üyelerine yapılan silahlı saldırıyı gerçekleştiren silahlı örgüte yardım ettikleri şüphesi ile soruşturma yapılmış ise de, şüphelilerin üzerlerine atılı suçu işledikleri konusunda haklarında kamu davası açmaya yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bahisle Ek Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verilmiştir. Dava, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK.250. 2006/158 Esas No sayılı dosyasında görülmeye başlanılmıştır. Bu aşamadan sonra, kollukça alman bir telefon ihbarı değerlendirilerek 12.06.2007 tarihinde İstanbul Ümraniye ilçesindeki bir evde 27 adet el bombası ele geçirilmiştir.
Atmam gerekiyor kardaş atmam bu kartı atmam gerekiyor. Tape No:7416, 03.07.2008 günü saat:19.17’de Noyan ÇALIKUŞU’nun İsmet..? Noyan ÇALIKUŞU’nun tayin konusu hakkında konuştukları, devamında N.ÇALIKUŞU’nun "Şey komutanım yayın evinin sahiplerini aldılar" dediği, İsmet’in "O ben bugün görüştüm Ali beyi almışlar Türkiye üzerine çok büyük oyunlar oynuyorlar fakat bizim Genel Kurmayda da iş yok neyse bi şey çıkacağından da değil" dediği, N.ÇALIKUŞU’nun "GenelKurmay boş durmuyordur bence boş durmuyordur komutanım genel kurmay. BENCE BOŞ DURMUYORDUR KOMUTANIM BOŞ DURURSA ÇÜNKÜ DEVLETİN DİBİNİ OYUYORLAR GENELKURMAY ŞİMDİ BOŞ DURURSA YANDIK YANİ" dediği, İsmet’in "alttan tepki gelir o general kendi menfaati için bu böyle olmaz. Tape No: 7240, 29.08.2008 günü saat:22.29’da Noyan ÇALIKUŞU ile H. C.Ü.’ın yaptığı görüşmede; aralarında bir süre göz altında bulunan Kemal AYDIN hakkında konuştuktan sonra N.ÇALIKUŞU’nun "Tamam ne diyecektim bide ya ha sen telefon alabiliyon mu Telsim den şey hat isimsiz." dediği, H.C.U.’nın "Hı hı alıyım ben sana komutanım" dediği, N.ÇALIKUŞU’nun "Hamza abi alıyo falan dedi Haydar hallediyor o işleri falan dedi" dediği, H.C.U.’nın "Ben onu Nevşehir de hallediyorum.
Mahkemelerin davaları bir an önce sonlandırmalarında Komutanlığınız Adli Müşavirlerinin Mahkeme Başkanları ile "Sayın Candan E.’in Bakanlıktaki görevine devamının sağlanması" şeklinde yapacakları görüşmelerin zaten haklı olduğu Dava kararlarının hızlandırılması bakımından olumlu sonuç alınmasında etkili olacağını düşünmektedirler. Sayın Candan E.’in Komutanlık Yetkililerinizin de dinledikleri üzere inanılmaz ölçüde bilgilere sahip olduğu düşünülürse, Bakanlıkta kalmasının sağlanmasının Asıl Devletimiz açısından fayda temin edeceğini ifade etmişlerdir… Konuyu Yüksek Makamlarınıza iletmenin gereğine inanmaktayım Paşam. Neriman AYDIN adıyla 18.08.2004 tarihli J.Kd.Albay Cengiz Y. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; "… Mahkemelerin davaları bir an önce sonlandırmalarında Komutanlığınız Adli Müşavirlerinin Mahkeme Başkanları ile "Sayın Candan E.’in Bakanlıktaki görevine devamının sağlanması" şeklinde yapacakları görüşmelerin zaten haklı olduğu Dava kararlarının hızlandırılması bakımından olumlu sonuç alınmasında etkili olacağını düşünmektedirler… Neriman AYDIN adıyla 18.08.2004 tarihli J.Kd.Albay Cengiz Y. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; ""Albayım, Sizleri aciliyetinden ve ehemmiyetinden haberdar ettiğim Sayın Candan E. beyin T. C. ANKARA 11.İdare Mahkemesinde açılmış bulunan 2003/1001 Disiplin Cezası ile ilgili dava 2004/256 nolu kararla Sayın Candan E. lehine sonuçlanmış bulunmaktadır…
Bunun bilincindeyiz. Türk Ulusu olarak bütün beklentilerimiz Türk Silahlı Kuvvetlerinin yapacaklarına yöneliktir… Bizi yanıltan Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihanette sınır tanımayanlar üzerinde etkin ve etkili olamama duruşudur." şeklinde ifadeler kullanarak TSK’ni Anayasa ve yasalarımız gereği emri altında bulunduran yasama ve yürütme organına karşı suç işlemeye teşvik ettiği, uyması gereken kanunlara itaatsizliğe teşvik ettiği görülmektedir. Şüpheli Kemal AYDIN ve Neriman AYDIN’ın, Durmuş Ali ÖZOĞLU ile birlikte Ergenekon Terör Örgütünün hedeflerini gerçekleştirme amacıyla hayati derecede önem verdikleri Türk Silahlı Kuvvetlerine sızabilmek için bir kısım Harp Okulu öğrencilerine çeşitli şekillerde ulaşarak örgüte kazandırdıkları dosya kapsamıyla ortaya çıkmış bulunmaktadır. Ayrıca gizli tanık Kıskaç’ın, şüpheli Neriman Aydın ve Kemal Aydın’ın da aralarında bulunduğu örgütün Kuvvai Milliye uzantısının gizli bir toplantısında genç subaylara örgüt adına rozet taktığı şeklindeki beyanı şüphelilerin TSK’ne sızma konusundaki ulaştıkları aşamayı ve bu konuda ne kadar pervasız davranabildiklerinin kanıtıdır. Ergenekon Silahlı Terör Örgütütarafından görevlendirildikleri anlaşılan şüpheliler Neriman Aydın ve Durmuş Ali Özoğlu’nun şüpheli Kemal Aydın’ın emir ve talimatları doğrultusunda hareket ettikleri, Kara Harp Okulunda okuduğu sırada Noyan Çalıkuşu ve Mehmet Ali Çelebi’yi örgüte kazandırdıkları, bu aşamadan sonra da şüpheli Mehmet Ali’nin harp okulunda okuyan diğer öğrencilerin örgüte kazandırılması konusunda kilit bir rol oynadığı, bu amaçla samimi olduğu başta soruşturma kapsamında yakalanan Eren Mumcu, Önder Koç, Hasan Hüseyin Uçar ve Yaşar Tozkoparan’ı olmak üzere arkadaşlarını bilge bir kişi olarak tanıttığı şüpheli Kemal Aydın ve Neriman Aydın ile tanıştırdığı, sonrasında da şüpheliler Kemal ve Neriman Aydın’ın yönlendirmesiyle şüpheli Durmuş Ali Özoğlu ile tanıştırılmasını sağladığı, hafta sonlarında ve her fırsatta arkadaşlarını şüpheli Kemal ve Neriman’ın evine getirdiği, bazen de dışarıda buluşmalarını temin ettiği, gece geç saatlere kadar bu gizli toplantıların sürdüğü, şüpheli Kemal’ın toplantıya katılmayanları takip ettiği, anayasal kurumlar olan yasama ve yürütme organlarının faaliyetlerini örgütün istekleri çerçevesinde nasıl sonlandıracakları konusunda bu personelleri eğittiği, sorunlarını özellikle Durmuş Ali Özoğlu aracılığıyla üst amirlerine ileterek çözdüğü, bu kişilerin askeriyede bulunan diğer arkadaşlarını da örgütün amaçlarına uygun bilgilendirmelerini sağladığı, bu hususta talimatlar verdiği, yine bu kişiler aracılığıyla beraber çalıştıkları komutanlar hakkında ya da diğer askeri okul öğrencileri hakkında özel bilgiler topladığı ve paylaştığı, Hizb-ut Tahrir Terör Örgütüne sızmalarını sağlayıp, görevlendirdiği, gizli yapılan bu toplantılarda başta şüpheli Kemal olmak üzere Neriman ve Durmuş Ali’nin Ergenekon Terör Örgütü’nün propagandasını yaptıkları, şüpheliler Kemal ve Neriman Aydın’ın bir yandan Genelkurmay Başkanlığı ile ortak hareket ettikleri ve yapılan faaliyetlerden Genelkurmay Başkanlığının haberinin bulunduğu konusunda bir hava oluşturdukları, bir yandan da subay adayı askeri öğrencilerle çok yakından ilgilenip onları etkilemeye ve güven kazanmaya çalıştıkları, yapılan bu çalışmaların sonunda adı geçen Kara Harp Okulu öğrencilerinin örgüte katılmalarının sağlandığı, örgüte bu şekilde dahil olan bu askeri okul öğrencilerinin örgütün amaçları doğrultusunda eğitilmeleri konusunda seminer adı altında programlar yapıldığı, askeri öğrencileri Türkiye Cumhuriyetinin yürütme organına karşı kışkırtarak yönlendirdikleri, bu öğrencilerin zamanla örgütün Kara Harp Okulunda şüpheli Kemal ve Neriman Aydın’ın emir ve talimatları doğrultusunda davrandıkları anlaşılmıştır.
Atmam gerekiyor kardaş atmam bu kartı atmam gerekiyor. Tape No:7416, 03.07.2008 günü saat:19.17’de Noyan ÇALIKUŞU’nun İsmet..? Noyan ÇALIKUŞU’nun tayin konusu hakkında konuştukları, devamında N.ÇALIKUŞU’nun "Şey komutanım yayın evinin sahiplerini aldılar" dediği, İsmet’in "O ben bugün görüştüm Ali beyi almışlar Türkiye üzerine çok büyük oyunlar oynuyorlar fakat bizim Genel Kurmayda da iş yok neyse bi şey çıkacağından da değil" dediği, N.ÇALIKUŞU’nun "GenelKurmay boş durmuyordur bence boş durmuyordur komutanım genel kurmay. BENCE BOŞ DURMUYORDUR KOMUTANIM BOŞ DURURSA ÇÜNKÜ DEVLETİN DİBİNİ OYUYORLAR GENELKURMAY ŞİMDİ BOŞ DURURSA YANDIK YANİ" dediği, İsmet’in "alttan tepki gelir o general kendi menfaati için bu böyle olmaz. Tape No: 7240, 29.08.2008 günü saat:22.29’da Noyan ÇALIKUŞU ile H. C.Ü.’ın yaptığı görüşmede; aralarında bir süre göz altında bulunan Kemal AYDIN hakkında konuştuktan sonra N.ÇALIKUŞU’nun "Tamam ne diyecektim bide ya ha sen telefon alabiliyon mu Telsim den şey hat isimsiz." dediği, H.C.U.’nın "Hı hı alıyım ben sana komutanım" dediği, N.ÇALIKUŞU’nun "Hamza abi alıyo falan dedi Haydar hallediyor o işleri falan dedi" dediği, H.C.U.’nın "Ben onu Nevşehir de hallediyorum.
Mahkemelerin davaları bir an önce sonlandırmalarında Komutanlığınız Adli Müşavirlerinin Mahkeme Başkanları ile "Sayın Candan E.’in Bakanlıktaki görevine devamının sağlanması" şeklinde yapacakları görüşmelerin zaten haklı olduğu Dava kararlarının hızlandırılması bakımından olumlu sonuç alınmasında etkili olacağını düşünmektedirler. Sayın Candan E.’in Komutanlık Yetkililerinizin de dinledikleri üzere inanılmaz ölçüde bilgilere sahip olduğu düşünülürse, Bakanlıkta kalmasının sağlanmasının Asıl Devletimiz açısından fayda temin edeceğini ifade etmişlerdir… Konuyu Yüksek Makamlarınıza iletmenin gereğine inanmaktayım Paşam. Neriman AYDIN adıyla 18.08.2004 tarihli J.Kd.Albay Cengiz Y. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; "… Mahkemelerin davaları bir an önce sonlandırmalarında Komutanlığınız Adli Müşavirlerinin Mahkeme Başkanları ile "Sayın Candan E.’in Bakanlıktaki görevine devamının sağlanması" şeklinde yapacakları görüşmelerin zaten haklı olduğu Dava kararlarının hızlandırılması bakımından olumlu sonuç alınmasında etkili olacağını düşünmektedirler… Neriman AYDIN adıyla 18.08.2004 tarihli J.Kd.Albay Cengiz Y. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; ""Albayım, Sizleri aciliyetinden ve ehemmiyetinden haberdar ettiğim Sayın Candan E. beyin T. C. ANKARA 11.İdare Mahkemesinde açılmış bulunan 2003/1001 Disiplin Cezası ile ilgili dava 2004/256 nolu kararla Sayın Candan E. lehine sonuçlanmış bulunmaktadır…
Bunun bilincindeyiz. Türk Ulusu olarak bütün beklentilerimiz Türk Silahlı Kuvvetlerinin yapacaklarına yöneliktir… Bizi yanıltan Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihanette sınır tanımayanlar üzerinde etkin ve etkili olamama duruşudur." şeklinde ifadeler kullanarak TSK’ni Anayasa ve yasalarımız gereği emri altında bulunduran yasama ve yürütme organına karşı suç işlemeye teşvik ettiği, uyması gereken kanunlara itaatsizliğe teşvik ettiği görülmektedir. Şüpheli Kemal AYDIN ve Neriman AYDIN’ın, Durmuş Ali ÖZOĞLU ile birlikte Ergenekon Terör Örgütünün hedeflerini gerçekleştirme amacıyla hayati derecede önem verdikleri Türk Silahlı Kuvvetlerine sızabilmek için bir kısım Harp Okulu öğrencilerine çeşitli şekillerde ulaşarak örgüte kazandırdıkları dosya kapsamıyla ortaya çıkmış bulunmaktadır. Ayrıca gizli tanık Kıskaç’ın, şüpheli Neriman Aydın ve Kemal Aydın’ın da aralarında bulunduğu örgütün Kuvvai Milliye uzantısının gizli bir toplantısında genç subaylara örgüt adına rozet taktığı şeklindeki beyanı şüphelilerin TSK’ne sızma konusundaki ulaştıkları aşamayı ve bu konuda ne kadar pervasız davranabildiklerinin kanıtıdır. Ergenekon Silahlı Terör Örgütütarafından görevlendirildikleri anlaşılan şüpheliler Neriman Aydın ve Durmuş Ali Özoğlu’nun şüpheli Kemal Aydın’ın emir ve talimatları doğrultusunda hareket ettikleri, Kara Harp Okulunda okuduğu sırada Noyan Çalıkuşu ve Mehmet Ali Çelebi’yi örgüte kazandırdıkları, bu aşamadan sonra da şüpheli Mehmet Ali’nin harp okulunda okuyan diğer öğrencilerin örgüte kazandırılması konusunda kilit bir rol oynadığı, bu amaçla samimi olduğu başta soruşturma kapsamında yakalanan Eren Mumcu, Önder Koç, Hasan Hüseyin Uçar ve Yaşar Tozkoparan’ı olmak üzere arkadaşlarını bilge bir kişi olarak tanıttığı şüpheli Kemal Aydın ve Neriman Aydın ile tanıştırdığı, sonrasında da şüpheliler Kemal ve Neriman Aydın’ın yönlendirmesiyle şüpheli Durmuş Ali Özoğlu ile tanıştırılmasını sağladığı, hafta sonlarında ve her fırsatta arkadaşlarını şüpheli Kemal ve Neriman’ın evine getirdiği, bazen de dışarıda buluşmalarını temin ettiği, gece geç saatlere kadar bu gizli toplantıların sürdüğü, şüpheli Kemal’ın toplantıya katılmayanları takip ettiği, anayasal kurumlar olan yasama ve yürütme organlarının faaliyetlerini örgütün istekleri çerçevesinde nasıl sonlandıracakları konusunda bu personelleri eğittiği, sorunlarını özellikle Durmuş Ali Özoğlu aracılığıyla üst amirlerine ileterek çözdüğü, bu kişilerin askeriyede bulunan diğer arkadaşlarını da örgütün amaçlarına uygun bilgilendirmelerini sağladığı, bu hususta talimatlar verdiği, yine bu kişiler aracılığıyla beraber çalıştıkları komutanlar hakkında ya da diğer askeri okul öğrencileri hakkında özel bilgiler topladığı ve paylaştığı, Hizb-ut Tahrir Terör Örgütüne sızmalarını sağlayıp, görevlendirdiği, gizli yapılan bu toplantılarda başta şüpheli Kemal olmak üzere Neriman ve Durmuş Ali’nin Ergenekon Terör Örgütü’nün propagandasını yaptıkları, şüpheliler Kemal ve Neriman Aydın’ın bir yandan Genelkurmay Başkanlığı ile ortak hareket ettikleri ve yapılan faaliyetlerden Genelkurmay Başkanlığının haberinin bulunduğu konusunda bir hava oluşturdukları, bir yandan da subay adayı askeri öğrencilerle çok yakından ilgilenip onları etkilemeye ve güven kazanmaya çalıştıkları, yapılan bu çalışmaların sonunda adı geçen Kara Harp Okulu öğrencilerinin örgüte katılmalarının sağlandığı, örgüte bu şekilde dahil olan bu askeri okul öğrencilerinin örgütün amaçları doğrultusunda eğitilmeleri konusunda seminer adı altında programlar yapıldığı, askeri öğrencileri Türkiye Cumhuriyetinin yürütme organına karşı kışkırtarak yönlendirdikleri, bu öğrencilerin zamanla örgütün Kara Harp Okulunda şüpheli Kemal ve Neriman Aydın’ın emir ve talimatları doğrultusunda davrandıkları anlaşılmıştır.