İbrahim Bey torbayı açıyor Altın , Bakır, Toryum ve daha bir çok değerli maden örneklerini elimize alıyoruz." "Efendim bu sohbetteki şahısları da belirtelim ki tarihe müdahale olmasın. Kemal Aydın, (2002 Mayıs ayında bizzat kendisi tarafından başlatılan Milli Mücadele Hareketinin Önderi) Ali Özoğlu , (Gazeteci -Yazar, kahraman bir Türk evladı) Hakan E. (Avukat, Milli Mücadele Hareketenin Kurmaylarından ) Hatice Bahtiyar (Ali Bey’in arkadaşı, Toplumsal Dönüşüm Yayınevinin Ortak Sahibi), İbrahim Bey (Ali Bey’in İstanbul’dan tanıdığı, Halit B. ile görüşmeyi tertip eden zat) Serhat Bey (Ali Özoğlu’nun yardımcısı) Neriman Aydın (Milli Mücadele Hareketinin kurmaylarından, If you have any issues regarding the place and how to use Mersin Escort bayan, you can call us at our own page. aynı zamanda Kemal Aydın Beyin kız kardeşi). Bütün Bu şahıslar içerisinde konuşanlar sadece Halit B. ile İbrahim Bey idi. Kemal Aydın Bey muhtelif zamanlarda birkaç cümle söylemiştir. Bunlardan en etkilisi İbrahim Bey’in Devletimiz hakkındaki serzenişleri üzerine Kemal Aydın: "Milli İradeye hakim olamadığınız sürece hiçbir şey yapmazsınız İbrahim Bey. Lütfen dikkat buyurum. Devlet iradesine el koyamadığınız sürece hiçbir şey yapmazsınız.
Ergenekon Silahlı Terör Örgütüyapılamasında şüphelinin askeri personel sıfatı olmamasına rağmen, çevresinde askeri personel olarak tanındığı ve "paşa" unvanını kullandığı da görülmüştür. Bu bağlamda Ş. isimli şahısla yaptığı görüşmede, Ş.’ün ‘Paşam şöyle kısaca bir şey yapayımda… ’ dediği, bir başka görüşmede N.’in ‘Kemal bey sizin askeri kimliğiniz yok mu’ diye sorması üzerine şüphelinin ‘şimdi siz buralarda oturanlar bu işlerin özel olduğunu bilmiyor musunuz, telefonda birşey söylemiyorum ben telefonda bunlar söylenmez gizli olacak’ dediği ve devamında bu kişiler tarafından tuğgeneral olarak tanındığı anlaşılmaktadır. Yine, şüpheli Durmuş Ali ÖZOĞLU ile görüşmesinde; Durmuş Ali’nin ‘Kimlik üstündemi bitti olay’ diye sorması üzerine şüphelinin ‘kimlik üstümüzde’ demesi karşısında, Durmuş Ali’ nin ‘Kimlik üstündeyse bitti abi, Üniformaya gerek yok ki’ dediği de görülmektedir. Örneğin, Ergenekon Terör Örgütünün, değişik kurumlar içine sızması ve kadrolaşması bağlamında, şüphelinin el konulan belgeler, alınan telefon kayıtları ve ifadesinden emniyet, yargı, üniversite, MİT, bakanlıklar vb. ‘DEVLET’in bu işi halledeceği yönünde telkinde bulunduğu, örneğin emniyette görevli M.B.
Şu zamana kadar benım ornek alabilecegim komutanım olmadı. " "Her gelen komutan (okul k.) Harp Okulundakı sıstemde degıssıklık yapıyor. Dolayısıyla Harbıyelıler neyın dogru neyın yanlıs oldugunu degerlendıremıyor. "harbiye.doc" isimli MSword dosyası içerisinde; "Hepimiz Kemaliz,Hepimiz Türk’üz" Yürüyüş Kararı sayılamadığı Harbiye’nin yetiştirdiği Teğmen de nasıl bir komutan olmaktadır yada olacaktır, takdiri Yüksek Makamlarınıza bırakıyoruz." "Yüksek Lisans ve Doktora Tezlerini tavukçuluk, arıcılık , su ürünleri üzerinde yaparak nasıl bir Harbiye eğitimi aldığının trajikomik örneklerini sunmaktadır… "mali.doc" isimli MSword dosyası içerisinde; "… Hepimiz Kemaliz Hepimiz Türküz yürüyüş kararı izne tabidir. Normal olan Türk diline saygı neredeyse takdir konusu halini almıştır. Üst rütbedeki birçok komutan Atatürk adını ağzına almamaktadırlar… Harbiyede korku kültürü lider yetiştiremez, liderliğini ispat etmiş çok yönlü komutanlar Harbiye de bulunmalıdır… Verilen konferanslara harbiyelilerin ilgisi! Neriman AYDIN adıyla 12.10.2004 tarihli Hayri B. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; "Sayın B., malumlarınız olduğu üzere, her türlü elektronik haberleşmemiz kolaylıkla takip edilmektedir. Bu nedenle telefonda ayrıntılı soramadığım için bağışlayınız.
Şüpheli VELİ KÜÇÜK 'ün Emniyette Alınan ifadesinde; Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile kendisini gazeteci Güler KÖMÜRCÜ'nün tanıştırdığını, kendisinin emekli asker olduğunu öğrendiğini, Güler KÖMÜRCÜ'nün kendisine ev ziyaretine geldiğinde yanında Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahsıda getirdiğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile bilahare Güler KÖMÜRCÜ'nün yanında telefon ile görüştüğünü, bundan başka bir ilişkisinin olamadığını, Mahmut Astsubayı bilahare tanıdığını, Danıştay saldırısının akşamı Muzaffer TEKİN'in yanında Mahmut ile birlikte İsmail PAKER'in de olduğunu duyduğunu, şahıslan kendisinin tanımadığını Zekeriya ÖZTÜRK'ün tanıdığını, Muzaffer Tekin'in isminin saldınyla ilişkili olarak basında yansıdığında teslim olmaması yolunda ikna edildiği şeklinde bilgiler intikal ettiğini, konu hassas olduğu için defterine yazdığını beyan etmiştir. Şüpheli YUSUF BİRİŞİK'in Emniyette Alman ifadesinde; Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü hatırladığı kadarı ile 2006 yılında birkaç ay Ulusal Kanalda çalıştığı dönemde kendisi ile birkaç kez karşılaştığını, ancak selamlaşmadan öte bir tanışıklığının olamadığını beyan etmiştir. 2006 Mayıs ayında Muzaffer TEKIN'in kendisini arayarak Mahmut OZTURK ün çavuşbaşmda bulunan villasına gitmek istediğini, kendisinin orayı bulamayacağından dolayı götürüp götüremeyeceğini sorduğunu, kendisini götürmek için buluştuğunda Muzaffer TEKİN'in yanında Zekeriya ÖZTÜRK ve İsmail PAKER'in olduğunu, Muzaffer TEKİN'in kendisini yaraladığı gün tek başıma arabası ile villaya gittiğini, villada Mahmut ÖZTÜRK'ü ve Muzaffer TEKİN'i gördüğünü, Muzafer TEKİN'in yaralı bir vaziyette yerde yattığını, Daha sonra villaya İsmail PAKER ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün beyaz bir arabayla geldiğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile birlikte Muzaffer TEKİN'i hastaneye götürmek için yola çıktıklanm, İsmail PAKER ve Mahmut ÖZTÜRK'ün kendi arabalanyla peşlerinden geldiğini, yolda Rafet ARSLAN'ı da aldıklannı, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün kendi arabasından inerek İsmail PAKER'in arabasına bindiğini ve daha sonra hastaneye gittiklerini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü 2006 yılı içersinde Muzaffer TEKİN'in ofisinde tanıdığım, kendisim gazeteci olarak tanıttığını, şahıs ile samimiyetinin olmadığını beyan etmiştir.